Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
Yayıncı
Eser Sahibi
(x)Emine Gürsoy Naskali
Sıralama : Göster :
Toplam 59 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-16 / Aktif Sayfa : 1
Borç Kitabı’nda borç anlayışının kaynakları, klasik edebiyatımızın borç konusuna bakışı, Dede Korkut’ta borç kavramı, borcun inkarı, borcu ödeme biçimleri, Osmanlı toplumunda borcun hangi kaidelere bağlandığı ve borcu kayıt altına alan Uygur sivil belgeleri inceleme altına alınmıştır. Anadolu ağızlarında borç ilintili sözcükler tespit edilmiştir. Kitapta; Lozan antlaşmasının bize yüklediği borcu Celal Bayar’ın altın üzerinden ödenmesi yerine kağıt paraya sabitlenerek ödenmesi kararını aldırması, yoksa Cumhu
180 TL.
Bu kitap kan bağı anlayışını edebiyattan ve tarihten örneklerle irdelemektedir. Kan bağına rağmen kabul edilmeyiş, meşruiyet tanımıyla ilgilidir. Kardeşlik, kan bağıyla olabileceği gibi dünya ve ahiret kardeşliği, süt kardeşliği, üvey kardeşlik, evlat edinilme yoluyla kardeşlik, kan kardeşliği, dünya ve ahiret kardeşliği ve esnaf kardeşliği gibi mecazi anlamdaki açılımlarıyla da toplumda varlık göstermiştir. Türkçe gayri meşru çocuğu pek çok farklı sözcükle adlandırmış, edebiyatımızda gayri meşru çocuğu kon
200 TL.
Vefa ile vefasızlık birbirini tanımlayan iki kavramdır. Biri olmadan diğerinin varlığından söz edemeyiz. Klasik edebiyatımız cefayı vefa saymaktadır, vefalı aşık cefa çekmelidir. Türkülerimizde de vefasıza seslenip vefasızlığından söz etmektedir. Ama sanki aşığı da vefasızlık cezbetmektedir. Eski Uygur Türkçesinde vefasıza sitem eden mektuplar vardır.
150 TL.
Taksi Kitabı’nda Türkiye’de taksi hizmetinin tarihçesi, taksilerin teşkilatlanması, İstanbul’da taksici olmak ve taksi plakası edinmenin güçlükleri, Almanya’da taksici Türkler gibi taksiciliğin teşkilatlanması anlatılmaktadır. Her meslekte olduğu gibi taksicilerin kullandığı bir jargon ve taksicilik mesleği ile gelişen bir kültür vardır. Bu kültür edebiyat metinlerinde de ele alınmıştır. 1950’li yıllarda Kıbrıs’ta Rumların Türklere yönelik saldırı, ambargo ve ablukalarına karşılık Kıbrıslı Türkler “Türk’ten
200 TL.
Çadırlarıyla, hayvanlarıyla, palyaçolarıyla, trapezcileriyle Osmanlı’ya ilk sirk 1837 yılında bizzat dönemin padişahı II. Mahmut’un isteğiyle, Cumhuriyet döneminde ise önce 1931’de sonra 1936’da gelmiştir. Hayvan hakları savunucularının protestoları, eğlence anlayışının değişmesiyle bugün sirk artık ömrünü doldurmuş bir gösteri biçimi. Osmanlı şenliklerinde boy gösteren ateşbaz, perendebaz gib marifet sahiplerinin hünerleri sirk programında karşımıza çıkar. Fikret Mualla trajik hayatına inat neşeli “Kırmızı
300 TL.
Harika bir icat olan radyo bizde heyecanla karşılanmış, radyo dinlemek, radyoya sahip olmak için büyük zahmetlere girilmişti. Radyonun tekniğine akıl sır erdiremeyenler radyoya “cin fırıldağı” gibi isimler takılmıştı. Radyo iktidarın sesiydi: Mareşal Fevzi Çakmak öldüğünde radyo gereken saygıyı göstermemiş, gün boyu radyoda oyun havaları çalmış, halkın kızgınlığı cenazeyi tam bir mitinge dönüştürmüş, “Milli Şef” İnönü’ye karşı tepkiler büyümüştü. Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbles radyonun önemini
400 TL.
Modern edebiyatımız aşkı itiraf etmenin zorluğunu; namus, hayat tarzı seçimi gibi konularda yaşanan kaygıları, tereddütleri, arafta kalma hallerini, kararsızlıkları, ikilemleri işlemiştir. Orhan Seyfi Orhon’un “Tereddüt” veya “Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı?” şiirine Ali Rifat Çağatay’ın yazdığı beste Türk müziğinin en sevilen parçalarından biri olmuştur. Divan edebiyatı şairi Şeyhî aşkın tereddüt kabul etmediğini anlatan bir gazel yazmıştır. Tereddüt anlamına gelen en eski kelimemiz Eski Uygur Türkçe
250 TL.
İzmir’de Şimendifer Mektebinin kurulmasıyla trenlerimizi yabancılara muhtaç olmadan yürütmüş, Milli Mücadelede trenler bizim için çalışabilmiştir. Tren sesi doğada duyulmamış bir sesti. O ses şiirimize, gurbet hikâyelerine,manilere girmiş ve ayrılığın imgesi olmuştur. Tabi, Türk sineması da treni sahiplenmiştir. Tren Kitabı; trenin Osmanlı’ya gelişini, güzergahlarını, garlarını,kongrelerini, edebiyatımızdaki ve beyaz perdedeki yerini anlatmaktadır.
300 TL.
20. yüzyıl başında Türkçe sözlerle bestelenen tangolar batı tarzı tango formunda bestelendiği gibi nihavend, rast, kürdi hicazkar vb. makamlarla da bestelenmiş ve Türk müziğinin bir formu olmuştur. Tangoların sözleri aşk, arzu, özlem, hüsran, sitem temaları etrafında yazılmıştır. Bazen, “Türk Kahvesi” isimli tangonun sözlerinde olduğu gibi, tango ile bağdaştırmadığımız ama bize özgü kültürel unsurlar da tango sözlerine girmiştir. Sevgilim senin gözünün rengi Güzel gözlerin kahverengi Tazeledi bendeki hev
300 TL.
Cüce Kitabı ; Mısır, Mezopotamya, Eski Yunan, Roma dünyasında ve Türk kültüründe cücelik olgusunu ve algısını ortaya koymakta ve cücenin metinlerde, masallarda, toplum hayatındaki yerini incelemektedir. Cüce; Osmanlı şiirinde, Grimm masallarında var olduğu gibi hayal perdesinde de ‹stanbul ağızıyla konuşan ancak r ve s seslerini telaffuz edemeyen Bebe Ruhi tiplemesiyle yer alır. Cüce ile en yakından aşina olduğumuz metin herhalde Pamuk Prenses masalıdır; büyük ihtimalle bu masaldaki cücelerin ilham kaynağı
180 TL.
Demokrat Parti 7 Ocak 1946' da kurulmuş, Celal Bayar parti genel başkanı seçilmişti. Aynı yıl genel seçime giren Demokrat Parti 58 milletvekili ile Meclise girmişti. Seçimlerin açık oy gizli tasnif yani seçmenin oy pusulasını seçim kuruluna göstererek kutuya atması, sayımın ise kapalı kapılar arkasında yapılmasına rağmen DP 58 milletvekili çıkarmıştı. Birinci büyük kongre (Ocak 1947), DP'nin iktidar yolunda olduğuna işaret veren kongredir. Nitekim 1950 seçimlerinde yeter söz milletindir sloganıyla Celal Ba
270 TL.
Dedikodu Kitabı; Tanpınar'ın, Halide Edip'in, Hüseyin Rahmi'nin romanlarında, mesnevilerde, Anadolu menkıbelerinde dedikodunun çehresini incelemektedir. Eski Türkçede dedikodu yapmak anlamında söz sab elet- laf ve söz iletmek, etin ye- etini yemek gibi deyimler kullanılmıştır, dedikodu kelimesi 17 yüzyıl itibariyle varlık göstermektedir. Anadolu ağızlarında dedikodu anlamına gelen -çañ çañgara etmek gibi- zengin bir sözcük repertuarı vardır. Dedikodu bir iletişim yoludur. Dedikodu, dedikodu yapan tarafları
180 TL.
Bu kitap; Batı, Kuzey, Doğu ve Sibirya sahası Türk Dünyası bilmecelerini bir araya getirmekte, çeviri ve dizinleriyle birlikte okuyucuya sunmaktadır. Batı Türkçesi sahasında Türkçenin şu lehçe ve ağızları yer almaktadır: Türkiye Türkçesi, Batı Trakya Türkçesi, Bulgaristan Türkleri Türkçesi, Makedonya Türkleri Türkçesi, Kosova Türkleri Türkçesi, Kıbrıs Türkçesi, Ahıska Türkçesi, Güney Azerbaycan Türkçesi, Kaşkay Türkçesi, Kuzey Azerbaycan Türkçesi, Karabağ Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Kerkük Türkçesi, Gagavuz
2000 TL.
Müzayede Kitabı'nda edebiyattan örnekleriyle şehitlerin ardından şehit mezatları, açık artırmalarda sahip olma arzusunun kamçıladığı rekabet ve eşyanın esiri olmama kaygısı; sahada tespitlerle eşya, ev, yiyecek, güvercin, hayvan, sebze-meyve mezatları; müzayedeler; nizamnamelerden hareketle Osmanlının son yıllarında İstanbul'da mezat memurluğu ve müzayede şekilleri anlatılmaktadır.
200 TL.
Yaşlılık Kitabı; hayatın dönüm noktalarından biri olan yaşlılık çağı hakkında kültürümüzün temel kaynaklarındaki kayıtları ortaya koymakta, gerek Anadolu gerek Orta Asya ozanlarının yaşnamelerde -veya diğer bir adıyla yaş destanlarında- yaş kademelerini nasıl tasvir ettiklerini ele almakta, klasik edebiyatta yaşlılığa değin-meleri örneklemekte, Türk romanının doğduğu dönemden yani Meşrutiyetten Cumhuriyete edebiyatımızın tasvir ettiği yaşlı erkek tipinin farklı portrelerini incelemektedir. Kitapta Türkçenin
200 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 59 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-16 / Aktif Sayfa : 1