Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
(x)Tarih
Yayıncı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 175 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Köklü bir tarihe tutunuyoruz. Nevzuhur bir kültürün çocukları olmadığımız âşikâr... Bunu sadece tarihe yaslanarak konuşan, günü anlamlandırmaktan imtina edip dünün konforuyla hayatı anlamlandırmaya çalışan, ata kültüne müntesip müptedi bir öğrenci edasıyla söylemediğim malumdur. Köklü tarih, derin kültürel miras, övünme konusu değildir. Aksine bu tespitler, tevarüs edilen birikimi temsil telaşı, bu günü anlama ve yarını anlamlandırma mesuliyetinin farkına varma sebebidir. Köklü tarih ve derinlikli kültür de
100 TL.
Çalışmamızı Itinerarium Peregrinorum et Gesta Regis Ricardi isimli Latince bir ana kaynak ışığında anlatmaya gayret gösterdik. Bunu yaparken de diğer ana kaynaklardan karşılaştırmalı bir yaklaşım içinde bulunduk. Ayrıca diğer tetkik eserleri de çalışmamızın yazımında kullandık. Çalışma içerisindeki Batılı tarihi şahısları mensup oldukları milletlere göre yazmayı uygun gördük, Türk ve Müslüman isimlerini bugünkü telaffuzlarıyla kullandık. Metin içerisinde geçen açıklama gereği hissettiğimiz bazı kavramları d
60 TL.
Tükendi
Altı yüzyılı aşkın bir süre boyunca tarih sahnesinde yerini alan Osmanlılar, esnek, pratik ve akılcı esaslara dayanan bir monarşi inşa etmede büyük bir beceri göstermişlerdir. Osmanlıların bu başarıyı yakalamalarının ardında yatan sebeplerden birisi de değişen koşulların gerektirdiği kurumsal düzenleme ve yenilikleri yapabilme becerileridir. Dolayısıyla, Osmanlı müesseseler tarihi aynı zamanda Osmanlıların değişen dünya koşullarına uyum ve esneme becerisini mahirane bir şekilde uyguladıkları dinamik bir tar
500 TL.
Klasik Türk edebiyatı geniş bir coğrafyada, uzun bir zaman diliminde etkisini göstermiştir. Bu edebiyat aynı konular üzerinde durmamış, farklı konuları şiirlerinde işletmiştir. Klasik Türk edebiyatı şairleri toplumsal hayattan kopmamışlar, kendi kültürlerini şiirlerinde yansıtmışlardır. On sekizinci yüzyıl edebiyatı önceki asırlarda oluşan zevk anlayışları biçiminde gelişme göstermekle birlikte çok daha renkli ve zengin bir görünümdedir. Bu dönem şairlerinde yenilik arzusu bulunmaktadır. Yeni, farklı benze
180 TL.
Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı hâkimiyetine giren Adıyaman, idarî yapılanmada Maraş Eyaleti'ne bağlıdır. Maraş Eyaleti içerisindeki idarî yapılanmada ise Hısnı Mansur kazası Maraş Sancağı'na; Behisni, Gerger, Kahta ve Samsat kazaları ise Malatya Sancağı'na bağlıdır. Söz konusu kazalardan her birinin, Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra sınır kalesi olma özelliklerini kaybetmeleri ve ticaret yollarının uzağında kalmaları askerî ve idarî önemlerini kaybetmelerine neden olmuştur. Söz konusu kazalar içer
350 TL.
İnsan insana ne kadar benzerse, şehir de şehire o kadar benzer. Huyları, havaları, özleri, sözleri, suretleri, zevkleri, keyifleri benzese de asla aynı olmazlar. Hafızada biriken anılar, zamanda demlenen alışkanlıklar, unutulan ya da söze yüklenen hikayeler insanı şehre bağlar. Şehrin tarihî serüveni, insanların ömürlük yazgılarıyla örülür. Tabirin Sığmaz Kaleme, bir şehrin dokusunda yer alan, bir ömürlük misafirlikler derlemesidir. 12 yıllık zaman aralığında kendileriyle söyleşilen ve hâlleşilen insanla
400 TL.
XVI. yüzyıl hil'atların en çok verildiği merasim olan sur-ı humayunlarda dağıtılan hil'at sayısı dört bine ulaşmıştı. Bu duruma bir diğer örnek ise; IV. Mehmet'in 17. yüzyılda Şehzadelerin sünneti dolayısıyla kutlamaya gelen ve armağanlarını sunan vezirlere seraser kaplı samur kürkler verilmişti. 1675 yılında yapıla bu şenlikte esnafa ancak dördüncü gün de geçiş sırası gelmiş ve kürkçüler onuncu günde padişah huzurundan geçmişlerdir. Bu geçiş merasimini canlı bir tasvirle anlatan Evliya Çelebi kürkçülerin g
300 TL.
Kır serdarlığının ortaya çıkışını isminden de anlaşılacağı gibi özellikle uzun süren savaşların, isyanların ve sosyal kargaşanın duraklama döneminden başlayarak sürekli hale gelmesinden itibaren kırsal alanlarda ortaya çıkan eşkıyaları ortadan kaldırmak ve buralarda güvenliği sağlamak için oluşturulduğunu düşünmekteyiz. Kır serdarlığıyla ilgili belgelerin içeriğine bakıldığında ilk dönemlere ait olanların içeriğinde daha çok yeniçeri asker kaçaklarının yakalanması ve bunların bulundukları bölgelerde meydana
150 TL.
Tükendi
İşkodralı İbrahim Fehmî Divanı, edebiyatımızın önemli manzum örnekleri arasında yer alır. Eserdeki muhteva, Fehmî'nin yoğun duygu ve düşünce dünyasına dair önemli ipuçları vermektedir. Eserde Fehmî'nin klâsik şiir özelliklerinin yanı sıra, mazmun arayışı bağlamında yeni tarz ve üsluplarla, yeni muhteva ile yazdığı şiir örnekleri mevcuttur. Sembolik bir dilin kullanıldığı şiirlerde, farklı algı ve olguları görmek mümkündür. Şiirlerdeki âşık kavramını erdemli insan ve topluma simge değer olarak işleyen Fehm
80 TL.
Tükendi
A'yanlık müessesesinin teşekkülü ile taşra idaresinde yerel aileler ön plana çıkmış, güçlerini arttırdıkları ölçüde bulundukları bölgelerde hâkim duruma gelerek, yerel hanedanlara dönüşmüşlerdir. Merkezden aldıkları vezaret, kapıcıbaşılık, mütesellimlik gibi payeler bu yerel hanedanların nüfuz sahalarının genişliği üzerinde belirleyici bir faktör olarak gözükmektedir. A'yanlar Devri olarak adlandırılabilecek bu dönemde Çapanoğulları, Canikli Ali Paşa oğulları, Tepedelenli Ali Paşa oğulları gibi yerel haneda
200 TL.
Hükümet konakları yerel yönetim geleneği bağlamında tarih/ tarihçilerin çalışmalarına konu olmuş; inşa süreçleri ve mimarileri açısından çalışmalar içinde tanımlanmış olmakla birlikte bağımsız bir çalışmada ele alınmamıştır. Bugün bile birçok yerleşim merkezinde modern tarihi yapılar olarak görülebilen hükümet konakları Anadolu'nun yanı sıra Balkanlar'da ve Ortadoğu'da da Osmanlı toprakları sınırları dahilindeki bölgelerde tanımlayıcı mimari yapıtlar olmaktadır. Kentlerin kimliği, birtakım öğelerle belirlen
350 TL.
Yayınladığımız 1835 tarihli bu defterde Karahisar-ı Şakrî sancağına bağlı olan Yakacık (bugünkü Suşehri İlçesi), Akşehir-i Abad (bugünkü Akıncılar İlçesi) ve Suşehri (bugünkü Gölova ilçesi) nahiyeleri günümüzde Sivas'ın kuzeydoğusunda yer alan ilçelerdir. 1831 yılında ilk nüfus sayımında bu nahiyelere bağlı 114 köy ve 9 aşiretin nüfus sayım sonuçları bu kitapta yer almaktadır.
30 TL.
Tükendi
Aslen Antepli olan Fedayî Mehmed Dede, Trablusşam'da yaşamış ve muallimlik yapmış Mevlevî bir şairdir. Anadili Arapça olan çocuklar için 1044/1634-35'te kaleme alınan Tuhfe-i Fedayî; mukaddime, sözlük kısmını oluşturan 15 kıta ve sonda yer alan ebced hesabı olmak üzere 17 bölümden oluşmaktadır. Mukaddime kısmında hayatı hakkında önemli bilgiler veren müellif, eserini Arapların faydalanması ve Türk dilinin inceliklerini anlamaları için kaleme aldığını belirtmektedir. İbrahim Şahidî Dede'nin Türkçe-Farsça man
135 TL.
Tükendi
Kemâl Kutgün Eyüpgiller 1962, Ankara. Galatasaray Lisesi'nin (1981) ardından Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü'nden mezun oldu (1986). İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Restorasyon programından yüksek lisans derecesi aldı (1988). Aynı Üniversitede doktorasını (1995) tamamladı. İTÜ'de 1998'de yardımcı doçent, 1999'da doçent, 2009 yılında profesör unvanlarını aldı. 1997-98 eğitim yılında Hollanda'da, 2001 yılında İngiltere'de misafir araştırmacı olarak görev y
400 TL.
Tükendi
XIX. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti'nde İstanbul başta olmak üzere şehir içi ulaşım aracı olarak karada fayton, deniz ve nehirlerde ise sandal ile mavna gibi taşıtlar kullanılmıştır. XIX. yüzyıl ortalarına gelindiğinde İstanbul başta olmak üzere Osmanlı Devleti'nin nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerde sosyal hayat etkilenmiş, yeni bir kültür ortamı için zemin hazırlanmıştır. Şehirlerdeki değişim neticesinde toplu ulaşım araçlarına ihtiyaç duyulmuştur. Osmanlı Devleti'nin başkenti olması nedeniyle ilk o
150 TL.
Tükendi
Vatan gazetesinde Ahmet Emin Yalman Harp kazançlarından alınacak vergi adlı makalesinde, Harp zenginlerinin belirlenmesinde alışıla gelmiş yöntemlerin değil, fevkalade yöntemlerin uygulanmasını istemiştir.Bu arada Zekeriya Sertel, Harp zengini kimdir ve onu nasıl bulacağız? başlıklı makalesinde vurgunculuğu şu şekilde açıklıyordu. Asıl harp zenginleri, iz vermeksizin, karaborsada çalışan ve hiçbir beyannameye tabi olmayan kara tüccardır. Kanunun asıl aradığı harp zenginleri, bu gibi zincirleme iş yapan, mal
200 TL.
Osmanlı esnaf, zanaatkar ve tacirleri yüzyıllar boyu Osmanlı şehir toplumunun önemli ve büyük bir kesimini teşkil etmişlerdir. Esnaf ve Zanaatkarlar ile Ticaret de Osmanlı iktisat tarihinin önemli alt konuları, özel ve ilgi çekici araştırma alanlarıdır. Buna karşılık, Osmanlı iktisadi ve toplumsal tarihi araştırmalarında, 1980'lere kadar esnaf ve zanaatkarlar çok az incelenmiştir. Bu tarihten sonra, anılan konularla ilgili çalışmalar artmışsa da Ortaçağ ve Yeniçağ Avrupa tarihi araştırmalarında esnaf ve zan
250 TL.
Hristiyanlık inancı, ortaya çıkışından itibaren misyon karakterli bir şekilde sistematize olmuştur. İsa'nın havarilerine söylediği: Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin. Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna kadar her an sizinle birlikteyim (Matta 28:18-20). Mesajı doğrultusunda inanan, din adamı, kilise arasındaki bağın kurulmasında misyon öneml
500 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 175 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3